24 Mart 2020 Salı

İKİ DİL BİR BAVUL


 17 Ocak 2016
Ülkenin bir bölümünde abluka, sokağa çıkma yasakları, çatışmalar ve ölümler sürüyor. Her yeni güne ölüm haberleriyle uyanıyoruz. Sokağa çıkma yasağının 12’nci gününde Cizre’de Sur Mahallesi’ne polisin açtığı yaylım ateşinde kurşunların bir eve isabet etmesi sonucu 6 aylık bebek yaşamını yitirirken, bebeği ambulansa taşıyan aileyi polis taradı. Hamile kadınlar öldürülüyor, çocuklar öldürülüyor, çocukların eğitim hakları oyun oynama, sokağa çıkma hakları ellerinden alınıyor.
SAVAŞIN SAVUNMASIZ YÜZÜ: ÇOCUKLAR
Türk Psikologlar Derneği, Çocuk İhmalini ve İstismarını Önleme Derneği, İnsan Hakları Derneği ve Gündem Çocuk Derneği’nin çağrısıyla Birleşmiş Milletler’in Ankara’daki binası önünde bir açıklama yapıldı. 67 örgütün imzacısı olduğu açıklamada konuşan Özge Çelik, “16 Ağustos tarihinden bugüne 7 il ve 17 ilçede uygulanan sokağa çıkma yasaklarının, Bölgede süren çatışma halinin ve başta çocuklar olmak üzere ölümlerin durmasını talep ediyoruz” dedi. 22 Temmuz tarihinden bu yana daha doğmamış bebeklerin bile katledildiğini belirten Çelik, en az 44 çocuğun yaşamını yitirdiğini kaydetti.
Geçtiğimiz haftalarda Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından gönderilen bir cep telefonu kısa mesajıyla Cizre ve Silopi’de görev yapan yaklaşık üç bin öğretmen, Şırnak’ın ilçelerini terk etti.
Cizre ve Silopi’de görev yapan öğretmenlere “Tüm öğretmen ve idarecilerimiz bakanlığımız tarafından 14.12.2015 tarihinden itibaren hizmet içi eğitim seminerine alınmıştır. Öğretmenlerimiz seminerlerini memleketlerinde alabilirler” mesajı gönderildi.
Cizre ve köylerinde 1298 öğretmen görev yapıyordu. 43 bin 127 öğrencinin 104 okulda gördüğü eğitime ara verildi. Aynı durum 1873 öğretmenin görev yaptığı Silopi ilçesinde de geçerli oldu.
Sokağa çıkma yasakları ve çatışmalar eğitimi de vurdu. Yasakların uygulandığı yerlerde toplam bin 556 okulda eğitim durdu ve 362 bin öğrenci eğitim alamıyor. Barış İçin Eğitimciler Girişimi bir rapor hazırladı. Girişimin raporuna göre 1556 okulda eğitim gören 362 bin öğrenci ile bu okullarda görev yapan 16 bin 797 öğretmen yasaklardan ve çatışmalardan doğrudan etkilendi. Girişim tarafından yapılan yazılı açıklamada Milli Eğitim Bakanlığına seslenildi: “Çocukların eğitim hakkını, mutluluk ve güven içerisinde büyüme hakkını geri istiyoruz.” Sokağa çıkma yasağı süresince kapalı olan okul sayısı ve bu durumdan etkilenen öğrenci-öğretmen sayısının yer aldığı raporda şu ifadeler yer alıyor:
“12-13 Aralık 2015 tarihlerinde MEB tarafından gönderilen SMS mesajı ile Cizre ve Silopi’deki öğretmenlerin ‘hizmet içi eğitim’ gerekçesiyle memleketlerine gönderilmesi, bölgede yaşanan savaşın ve şiddetin ulaştığı boyutu herkes için bir kez daha gözler önüne sermiştir. Cizre’de 104 okulda 41.127 öğrenci ve onlara eğitim veren 1290 öğretmen; Silopi’de 68 okulda 39.128 öğrenciye eğitim veren 1701 öğretmen bulunmaktadır. Öğretim yılının ortasında böylesi bir karar ve uygulama herhangi bir demokratik ülkede insani ve pedagojik açıdan kabul edilemez bir durumdur. Bu uygulamanın tüm dünyada tanınan İnsan Hakları Haftası’nda gerçekleştirilmesi ise doğrudan insan hakları kavramının hedef alındığının bir göstergesidir. Temel insan haklarından mahrum edilen nüfusun büyüklüğü henüz kestirilemediği gibi, yerleşim yerlerini terk etmek zorunda kalan çocukların ve gençlerin hangi koşullarda yaşamlarını sürdürdüklerine ya da eğitimlerine devam edip etmediklerine dair de sağlıklı bilgiler bulunmamaktadır.”
İKİ DİL BİR BAVUL, ÇOK ÇOCUK VE ÖĞRETMEN
Yönetmenliğini Özgür Doğan ve Orhan Eskiköy’ün yaptığı İki Dil Bir Bavul adlı filmde üniversiteden yeni mezun olmuş genç bir öğretmenin zorunlu hizmet için atandığı Kürt köyünde tek kelime Türkçe bilmeyen öğrencileriyle geçirdiği bir ders yılı anlatılır.
Film Denizlili Emre Aydın’ın minibüs yolculuğunun ardından elinde bavulu, ilk görev yeri olan Demirci köyüne ayak basmasıyla başlıyor. Tek kelime Kürtçe bilmeyen öğretmen Emre ev ev dolaşıp tek kelime Türkçe bilmeyen öğrencileri okula toplar. Asıl zorluk o zaman başlar. Küçük öğrencilerine ders öğretmekten geçen öğretmen, onlara tek kelime bilmedikleri Türkçeyi öğretmeye çalışır. Dili de hayatı da birlikte öğrenmeye çalışırlar.
Gerçek bir mekana dayanmakta olan İki Dil Bir Bavul, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinin Demirci köyünde geçmektedir. Yıllardır yaşanan anadilde eğitim tartışmalarının gerekliliğini yalın ve gerçekçi bir dilde anlatır film.
2008 yapımı film dünya galası 25 Kasım 2008 tarihinde 21. Amsterdam Uluslararası Belgesel Film Festivali’nde yapılırken Türkiye’de ilk kez İstanbul Film Festivali’nde gösterildi ve galası ise 21 Ekim 2009 tarihinde Atlas Sineması’nda yapıldı. Adana Altın Koza Film Festivali’nde “En İyi Film” ve “Büyük Jüri Özel Ödülü”, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi İlk Film Ödülü” ve Abu Dabi Uluslararası Ortadoğu Film Festivali’nde “En İyi Ortadoğu Belgeseli” ödülü dahil olmak üzere birçok festivalde çeşitli dallarda ödüller kazandı.
Orhon Murat Arıburnu Çocuk adlı şiirinde şöyle diyordu:
“Bir çocuk ağlıyorsa/ Asya’da/ Afrika’da/ Dünyada/ O Çocuk Bizimdir
Ağlayan çocuk gülüyorsa/ Asya’da/ Afrika’da/ Dünyada/ O Çocuk Hepimizindir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder