17 Ocak 2016
Ülkenin bir
bölümünde abluka, sokağa çıkma yasakları, çatışmalar ve ölümler sürüyor. Her
yeni güne ölüm haberleriyle uyanıyoruz. Sokağa çıkma yasağının 12’nci gününde
Cizre’de Sur Mahallesi’ne polisin açtığı yaylım ateşinde kurşunların bir eve
isabet etmesi sonucu 6 aylık bebek yaşamını yitirirken, bebeği ambulansa
taşıyan aileyi polis taradı. Hamile kadınlar öldürülüyor, çocuklar öldürülüyor,
çocukların eğitim hakları oyun oynama, sokağa çıkma hakları ellerinden
alınıyor.
SAVAŞIN
SAVUNMASIZ YÜZÜ: ÇOCUKLAR
Türk
Psikologlar Derneği, Çocuk İhmalini ve İstismarını Önleme Derneği, İnsan
Hakları Derneği ve Gündem Çocuk Derneği’nin çağrısıyla Birleşmiş Milletler’in
Ankara’daki binası önünde bir açıklama yapıldı. 67 örgütün imzacısı olduğu
açıklamada konuşan Özge Çelik, “16 Ağustos tarihinden bugüne 7 il ve 17 ilçede
uygulanan sokağa çıkma yasaklarının, Bölgede süren çatışma halinin ve başta
çocuklar olmak üzere ölümlerin durmasını talep ediyoruz” dedi. 22 Temmuz
tarihinden bu yana daha doğmamış bebeklerin bile katledildiğini belirten Çelik,
en az 44 çocuğun yaşamını yitirdiğini kaydetti.
Geçtiğimiz
haftalarda Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından gönderilen bir cep telefonu
kısa mesajıyla Cizre ve Silopi’de görev yapan yaklaşık üç bin öğretmen,
Şırnak’ın ilçelerini terk etti.
Cizre ve
Silopi’de görev yapan öğretmenlere “Tüm öğretmen ve idarecilerimiz bakanlığımız
tarafından 14.12.2015 tarihinden itibaren hizmet içi eğitim seminerine
alınmıştır. Öğretmenlerimiz seminerlerini memleketlerinde alabilirler” mesajı
gönderildi.
Cizre ve
köylerinde 1298 öğretmen görev yapıyordu. 43 bin 127 öğrencinin 104 okulda
gördüğü eğitime ara verildi. Aynı durum 1873 öğretmenin görev yaptığı Silopi
ilçesinde de geçerli oldu.
Sokağa çıkma
yasakları ve çatışmalar eğitimi de vurdu. Yasakların uygulandığı yerlerde
toplam bin 556 okulda eğitim durdu ve 362 bin öğrenci eğitim alamıyor. Barış
İçin Eğitimciler Girişimi bir rapor hazırladı. Girişimin raporuna göre 1556
okulda eğitim gören 362 bin öğrenci ile bu okullarda görev yapan 16 bin 797 öğretmen
yasaklardan ve çatışmalardan doğrudan etkilendi. Girişim tarafından yapılan
yazılı açıklamada Milli Eğitim Bakanlığına seslenildi: “Çocukların eğitim
hakkını, mutluluk ve güven içerisinde büyüme hakkını geri istiyoruz.” Sokağa
çıkma yasağı süresince kapalı olan okul sayısı ve bu durumdan etkilenen
öğrenci-öğretmen sayısının yer aldığı raporda şu ifadeler yer alıyor:
“12-13 Aralık
2015 tarihlerinde MEB tarafından gönderilen SMS mesajı ile Cizre ve Silopi’deki
öğretmenlerin ‘hizmet içi eğitim’ gerekçesiyle memleketlerine gönderilmesi,
bölgede yaşanan savaşın ve şiddetin ulaştığı boyutu herkes için bir kez daha
gözler önüne sermiştir. Cizre’de 104 okulda 41.127 öğrenci ve onlara eğitim
veren 1290 öğretmen; Silopi’de 68 okulda 39.128 öğrenciye eğitim veren 1701
öğretmen bulunmaktadır. Öğretim yılının ortasında böylesi bir karar ve uygulama
herhangi bir demokratik ülkede insani ve pedagojik açıdan kabul edilemez bir
durumdur. Bu uygulamanın tüm dünyada tanınan İnsan Hakları Haftası’nda
gerçekleştirilmesi ise doğrudan insan hakları kavramının hedef alındığının bir
göstergesidir. Temel insan haklarından mahrum edilen nüfusun büyüklüğü henüz
kestirilemediği gibi, yerleşim yerlerini terk etmek zorunda kalan çocukların ve
gençlerin hangi koşullarda yaşamlarını sürdürdüklerine ya da eğitimlerine devam
edip etmediklerine dair de sağlıklı bilgiler bulunmamaktadır.”
İKİ DİL BİR BAVUL, ÇOK ÇOCUK VE ÖĞRETMEN
Yönetmenliğini
Özgür Doğan ve Orhan Eskiköy’ün yaptığı İki Dil Bir Bavul adlı filmde üniversiteden
yeni mezun olmuş genç bir öğretmenin zorunlu hizmet için atandığı Kürt köyünde
tek kelime Türkçe bilmeyen öğrencileriyle geçirdiği bir ders yılı anlatılır.
Film
Denizlili Emre Aydın’ın minibüs yolculuğunun ardından elinde bavulu, ilk görev
yeri olan Demirci köyüne ayak basmasıyla başlıyor. Tek kelime Kürtçe bilmeyen
öğretmen Emre ev ev dolaşıp tek kelime Türkçe bilmeyen öğrencileri okula
toplar. Asıl zorluk o zaman başlar. Küçük öğrencilerine ders öğretmekten geçen
öğretmen, onlara tek kelime bilmedikleri Türkçeyi öğretmeye çalışır. Dili de
hayatı da birlikte öğrenmeye çalışırlar.
Gerçek bir
mekana dayanmakta olan İki Dil Bir Bavul, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinin
Demirci köyünde geçmektedir. Yıllardır yaşanan anadilde eğitim tartışmalarının
gerekliliğini yalın ve gerçekçi bir dilde anlatır film.
2008 yapımı
film dünya galası 25 Kasım 2008 tarihinde 21. Amsterdam Uluslararası Belgesel
Film Festivali’nde yapılırken Türkiye’de ilk kez İstanbul Film Festivali’nde
gösterildi ve galası ise 21 Ekim 2009 tarihinde Atlas Sineması’nda yapıldı.
Adana Altın Koza Film Festivali’nde “En İyi Film” ve “Büyük Jüri Özel Ödülü”,
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi İlk Film Ödülü” ve Abu Dabi
Uluslararası Ortadoğu Film Festivali’nde “En İyi Ortadoğu Belgeseli” ödülü
dahil olmak üzere birçok festivalde çeşitli dallarda ödüller kazandı.
Orhon Murat
Arıburnu Çocuk adlı şiirinde şöyle diyordu:
“Bir çocuk ağlıyorsa/ Asya’da/
Afrika’da/ Dünyada/ O Çocuk Bizimdir
Ağlayan çocuk gülüyorsa/ Asya’da/ Afrika’da/ Dünyada/ O Çocuk Hepimizindir.”
Ağlayan çocuk gülüyorsa/ Asya’da/ Afrika’da/ Dünyada/ O Çocuk Hepimizindir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder