HEKİM, YAZAR, OYUNCU,
SENARİST... 30 Ekim 2016
Hekim, yazar, sinema oyuncusu,
senarist, tıp doktoru. Önce hekim olarak tanıdık Ercan Kesal’ı. Sonra iyi
filmlerin oyuncusu, senaristi ve yazar olarak çıktı karşımıza. Uzak filmiyle
başlayan sinema serüvenine kısa sürede oyuncu olarak yer aldığı kısalı uzunlu
16 film, çekilmiş 3 senaryo ekledi.
Vavien’in Süleyman’ı, Üç Maymun’un
Servet’i, Albatrosun Yolculuğu’nun Maruf Şükrü’sü, Bir Zamanlar Anadolu’danın
Muhtar’ı, Yozgat Blues’un Yavuz’u, Hükümet Kadın’ın Aziz’i, Küf’ün Basri’si,
Ben O Değilim’in Nihat’ı, Sen Aydınlatırsın Geceyi filminin İrfan’ı,
Bulantı’nın Doktor’u, bütün bunların toplamında sinemanın Ercan Kesal’ı
başarılı oyunculuğunun ve senaryo yazarlığının karşılığını da ödül olarak alır.
Üç Maymun filmine katkısıyla 2009
yılında 2. Yeşilçam Ödülleri’nde En İyi Senaryo, 14. Sadri Alışık Ödüllerinde
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödüllerini alır. 2012 yılında Bir Zamanlar
Anadolu’da filmiyle hem En İyi Senaryo hem de En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
ödüllerini alır. 2013 yılında Yozgat Blues filmiyle 20. Adana Altın Koza Film
Şenliği’nde ve 32. İstanbul Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu seçilir.
Yine 2013 yılında Küf filmindeki başarılı oyunculuğuyla 13. Frankfurt Film
Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alır.
Ercan Kesal 1959 yılında Avanos’ta (Nevşehir) doğar. ilk ve orta öğrenimini
Avanos’ta, lise öğrenimini Nevşehir’de tamamlar. 1984 yılında Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesinden mezun olan Ercan Kesal 1984-90 yılları arasında Ankara’nın
kasaba ve köylerinde hekimlik yapar.
1990 yılında geldiği İstanbul’da özel sağlık sektöründe yer alarak; poliklinik
ve tıp merkezleri kurar. Halen, 1997 yılında kurduğu Özel Okmeydanı
Hastanesinin yönetim kurulu başkanlığını sürdürmektedir. 2004-2006 yıllarında
İTİCÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı Psikoloji dalında Master Eğitimini
bitiren Kesal Yeditepe Üniversitesi Sosyal Antropoloji Doktora eğitimini
sürdürüyor.
İlk şiir ve yazıları, tıp fakültesi
öğrencisi iken, İzmir’de çıkan “Dönem” dergisinde yayımlandı. Mecburi hizmet
yıllarında “Son Reçete” dergisinde söyleşiler yaptı, yazılar yazdı. “Era
Yayınları”nın kurucularından oldu. “Şizofrengi”de yazdı. Radikal ve Birgün
gazetelerinde her pazar düzenli olarak güncel hikâyeler ve denemeler yayımladı.
“Peri Gazozu” isimli kitabı İletişim Yayınlarından 2013 Temmuz ayında, “Evvel
Zaman” isimli kitabı ise 2014 mayıs ayında Ihtaki Yayınları tarafından
yayımlandı. İletişim Yayınları’ndan 2015 yılında “Nasipse Adayız” isimli
novellası, geçtiğimiz aylarda da Cin Aynası adlı kitabı yayınlandı. Sinema ve
tiyatro oyuncusu Nazan Kesal’la evli. Kesal çiftinin Poyraz adını verdikleri
bir çocukları var.
ÜRETKENLİĞİ
SÜRÜYOR
Kısa sürede sinemanın sevilen
isimlerinden/yüzlerinden olan Ercan Kesal, üretkenliğini gazete yazıları ve
kitaplarıyla sürdürüyor.Ercan Kesal’ın ilk Kitabı Peri Gazozu. Kitabın arka
kapağında şunlar yazılı:
“Vicdanımız kuruyor. Babalarını erken
kaybetmiş yetim çocukların masum başlarını koyacakları göğüsler çoktan çöktü,
farkında mısınız? Göğüs çöktükçe zulüm tepemizde kalıyor. Kavisli ve dolaşık geçmişimizse,
bozuk düzenimizin telleri olmuş. Duyduğunuz sesler bu yüzden içli ve bu kadar
derinden geliyor.
Şimdi bir türlü sığamayıp, delice bir
kavgaya tutuştuğumuz, adına Anadolu denen şu kadim topraklarda, binlerce yıl
önce hüküm sürmüş, bir Hitit kralının oğullarına bıraktığı vasiyete bakın
isterseniz: ‘Öldüğümde beni, usulünce yıkayın, göğsünüze yaslayın ve toprağa
bırakın.’ Bu kadar.” Hayatın en yalın ve en efsunlu meseleleri, ölüm ve yaşam,
anne baba-çocuk arasındaki zor muhabbet, büyümek ve yaşlanmak üzerine... Vefalı
bir oğulun gözüyle. Bilhassa ölümün, ölümle baş etmenin olağanüstülüğü ve
olağanlığı üzerine...
“Alışmaya” direnen bir hekimin
gözüyle.
Taşranın sıcak kucağı ve serin
kasveti üzerine... Orayı hem içinden hem dışından bilen bir evladının gözüyle.
Türkiye’nin ipin ucundaki yakın tarihinin gölgesi... Kalbi avucunda birinin
gözüyle. Ercan Kesal’dan, aynanın kenarındaki fotoğraflar misali hayat
parçaları, sohbet makamında insan hikâyeleri.
Doktor Ercan Kesal’ın herkese
yardımcı olduğunu, olmaya çalıştığını bilen bilir. Sadece hastanede, hekimlikte
değil birçok konuda yardımsever olduğu bilinir. İkinci kitabı Evvel Zaman’ın
sunuş yazısında da şöyle yazmıştı Ercan Kesal: “Sinema, gerçekliği zaman
boyutunda sabitlemiştir ve sinemayla birlikte insan, ilk kez zamanı durdurma,
yeniden yaratma ve isterse ona geri dönme olanağına kavuşmuştur. Zamanın
gerçekliğini bir film şeridi üzerinde dondurabilen sinemanın gücünün kaynağı,
‘zamanı, bizi her gün hatta her saat saran gerçekliğin maddesine çözülmez ve
hakiki bağlarla bağlamasıdır’ (Tarkovski). İnsanın vicdanı da zamana bağlıdır
ve yalnız onunla var olur. Bellek ise vicdan demektir ve unutmak
vicdansızlık... Sinema unutmayı reddeden bir sanattır ve bu yüzden çok
kıymetlidir.
“Elinizdeki kitap, bir film
güncesidir. Bir Zamanlar Anadolu’da filminin hikâyesini konuşmaya başladığımız
günden setin sona erdiği güne kadar tüm yaşadıklarımı, gözlemlerimi ve
duygularımı yazdığım notlardan oluşmaktadır. Filmin senaristlerinden biri
olarak, bir film senaryosunun nasıl başlayıp değişerek evrildiğini ve yönetmen
için nasıl bir kılavuz haline dönüştüğünü de göstermeye çalıştığım özgün bir
yol hikâyesidir.”
“Doktor, senarist, oyuncu ve yazar Ercan Kesal, Evvel Zaman’da, yaratıcılığın kökenlerine doğru uzanan çetrefil bir yolculuğa çıkarıyor bizi. Bütün içsel ve dışsal etkileriyle yaşanmış bir olaydan bir sanat eserine doğru uzanan esrarlı bir yolculuğa… (Ahmet Öz)
Üçüncü kitabı Nasipse Adayız’ın ardından Cin Aynası da İletişim Yayınlarından geçtiğimiz aylarda yayınlandı.
“Doktor, senarist, oyuncu ve yazar Ercan Kesal, Evvel Zaman’da, yaratıcılığın kökenlerine doğru uzanan çetrefil bir yolculuğa çıkarıyor bizi. Bütün içsel ve dışsal etkileriyle yaşanmış bir olaydan bir sanat eserine doğru uzanan esrarlı bir yolculuğa… (Ahmet Öz)
Üçüncü kitabı Nasipse Adayız’ın ardından Cin Aynası da İletişim Yayınlarından geçtiğimiz aylarda yayınlandı.
“Kimsenin birbirine acımadığı,
herkesin kolayca birinden nefret ettiği, birinin ötekine yardım etmeyi aklından
dahi geçirmediği soğuk ve ümitsiz bir dünyada yaşıyoruz. Yalnızlıktan
korktuğumuz ama sürekli yalnız kalmaya çalıştığımız, yalnızlığımızın yetmediği
ve bitmediği bir çağdayız.” diyen Ercan Kesal sinemada da, yazın alanında da
üretkenliğini sürdürüyor; biz de onu merakla ve sevgiyle takip etmeyi
sürdürüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder