08 Mayıs 2016
Çocukluğumun
birçok idolüyle, ‘ailemden miras’ anıların kahramanlarıyla tanışma, uzun uzun
sohbetler yapma olanağı buldum. Cem Karaca, Suat Sayın gibi dinlediğim ilk
45’liklerin kahramanlarından, filmlerini o yıllarda da bugün de hayranlıkla ve
sevgiyle izlediğim Sezer Sezin’den Muzaffer Tema’ya, Fikret Hakan’dan Ediz
Hun’a, Cüneyt Arkın’dan Önder Somer’e, Sevda Ferdağ’dan Nilüfer Aydan’a, Ekrem
Bora’dan Aytaç Arman’a, Menderes Samancılar’a kadar birçok oyuncu, Halit
Refiğ’den Çetin İnanç’a kadar birçok yönetmen buna örnektir. Fakat ne yazık ki
babamla birlikte çekilmiş fotoğraflarını çocukluğumdan bu yana özenle
sakladığım Feridun Karakaya ile -80’li yıllarda birkaç kez girişimde bulunmak
istesem de- tanışma olanağı bulamadım. Yeşilçam’ın Cilalı İbo’su Feridun
Karakaya’yı 24 Nisan 2004 tarihinde kaybetmiştik.
Cilalı
İbo’nun Feridun Karakaya olarak öyküsü, 1958 yılında İstanbul Fındıklı’da
başlar. İlkokulu Fındıklı’da okur, ortaokula geldiğinde çok okul değiştirir
Feridun Karakaya. Gaziosmanpaşa Ortaokulu, Yeni Kolej, Anadolu Lisesi, Kabataş
Lisesi… Son sınıfta bırakır okulu. Sebebi tiyatrodur. 1943 yılında ‘okul
temsili’ verirlerken oyunu izleyen Necdet Mahfi Ayral tarafından ‘keşfedilir’.
Necdet Mahfi
Ayral’ın isteğiyle 1944 yılında Şehir Tiyatroları’nın Çocuk Tiyatrosu bölümüne
girer Feridun Karakaya. “Jul Sezar” oyununda figüran olarak başlar tiyatro
serüveni. Yine o yıllarda Muhsin Ertuğrul’un yönettiği “Kızılırmak-Karakoyun”
filminde de figüranlık yapar. Sahne tozu yutmuş, sinemayla da tanışmıştır Feridun
Karakaya. 1955 yılına kadar figüran olarak oynar filmlerde. O yıl Lütfi Akad’ın
yönettiği Fikret Hakan’a da ‘ün yaptıran’ “Beyaz Mendil” filmindeki rolüyle
başarılı bir kompozisyon çizer. Oyunu çok beğenilmiştir, “Rüyalarım gerçek
oldu” diye düşünür. Fakat aylar geçer kimse yeni bir film ve ‘iyi bir rol’ için
çağırmaz Feridun Karakaya’yı. Bu arada Kemal Film’de makyörlük de dâhil birçok
işte çalışıyordur.
1957 yılıdır;
Kemal Film senaryosunu Sadık Şendil’in yazdığı ve Osman Seden’in yöneteceği
“Berduş” filminin çekim hazırlıklarına başlamıştır. Başrolde Zeki Müren vardır.
Filmde bir de ‘Boyacı İbrahim’ rolü vardır. Oyuncu ararlarken Sadık Şendil’in
isteğiyle ve Zeki Müren’in de kabul etmesiyle rolü Feridun Karakaya’ya
verirler. Elinde boya sandığı, yamalı pantolonu, üzerinde ‘Cilalı İbo’ yazan
kepi ve “yavyummm, şinek aykadaşım”lı peltek konuşmasıyla, 12 filmde daha hayat
bulacak Cilalı İbo karakteri doğar böylece.
Bir rivayete göre Münir Özkul oynayacaktır “Berduş” filmindeki İbrahim rolünü.
O yıllarda yaşadığı çeşitli sorunlar nedeniyle sete gelmeyince rol Feridun
Karakaya’ya verilir. Kekeme ayakkabı boyacısı İbrahim’i, peltek “Cilalı İbo”ya
çevirir Feridun Karakaya. Kepinin üstüne yazdığı “Cilalı İbo” yazısına Yönetmen
Osman Seden şiddetle karşı çıkar ve bütün ricalarına rağmen silmesini ister.
Çekimler başlayınca tam silinmemiş yazıyı tekrar görünür hale sokar. Osman
Seden çok kızsa da yapacak bir şeyi yoktur artık, film çekilmiştir. Zeki
Müren’i izlemek için filme gidenler, “Cilalı İbo” isimli yeni bir karakteri
tanırlar ve çok severler. Son derece sempatik, sevimli bir halk çocuğudur
beyazperdede izledikleri Cilalı İbo. Film çok başarılı olmuş, Cilalı İbo olarak
Feridun Karakaya çok sevilmiştir. Adında “Cilalı İbo” olan filmler serisi
başlar, “Cilalı İbo Casuslar Arasında” (1959) ve “Cilalı İbo Yıldızlar
Arasında”(1959) filmleriyle. Devamı gelir: “Cilalı İbo ve Tophane Gülü” (1960),
“Cilalı İbo’nun Çilesi” (1960), “Cilalı İbo Zoraki Baba” (1961), “Cilalı İbo
Rüyalar Âleminde” (1962), “Cilalı İbo Kızlar Pansiyonunda” (1963), “Cilalı İbo
Perili Köşkte” (1963), “Cilalı İbo ve Kırk Haramiler” (1964), “Cilalı İbo
Almanya’da” (1970), “Cilalı İbo Teksas Fatihi” (1971), “Cilalı İbo Yetimler
Meleği” (1971).
Feridun
Karakaya’nın sinema serüveni, çok küçük paralar alarak başladığı figüranlık
döneminden sonra, neredeyse dönemin en yüksek paralarını alan Zeki Müren, Ayhan
Işık ve Ayşecik gibi oyuncular kadar para kazandığı Cilalı İbo filmleriyle
sürer böylece.
Onlarca oyunda çok başarılı roller oynadığı ve “İsmail Dümbüllü Ödülü”nü de
aldığı tiyatrodan, 1995 yılında emekli olur Feridun Karakaya. “Scapin’in
Dolapları” adlı oyunda gösterdiği performans dolayısıyla Fransız ‘Legion
d’Honneur’e de layık görülmüştür.
Feridun Karakaya’dan bir anı: “Esmeralda Revüsü gelmişti İstanbul’a. Figüran
alacaklarını duydum. Tam oraya gittik, ‘Uzun boyluları alacağız, kısalar
gitsin’ demezler mi. Hemen ayağımın altına iki paket taşı koydum. Üstüne
bastım. Önümde de bir sıra uzun boylu adam. Taşlar görünmüyor. ‘Sen, sen, sen’
diye seçtiler. İsimlerimizi de yazdılar o sırada. Böylece birkaç ay gündeliği
çıkarttık gitti. Uzun boyla da ilgisi olmayan bir şeydi. İspanyol elbisesi
giyip masalarda oturmaktı görevimiz. Ama yılmamak lazım, ekmek parası için…”
(Artist dergisindeki söyleşiden. 28 Temmuz 1960, Sayı 9)
Yıllarca ara
verdiği sinemaya Sinan Çetin’in yönettiği “Banka” filmiyle dönüş yapan Feridun
Karakaya, son filmini izleyemez ne yazık ki. “Çocuk özgür, özgür çocuk,
özgürler… Uyuma…” gibi repliklerle, her zamanki sevimliliği ve enerjisiyle Turkcell
reklamlarında izleyebildik Cilalı İbo’yu en son.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder