25 Mart 2020 Çarşamba

METİN DEMİRHAN


BİR FANTASTİK KAHRAMANDI METİN DEMİRHAN 17 Eylül 2017

Fantastik kahramanlarımdan biriydi Metin Demirhan. ’90’lı yılların sonunda ne zaman Beyoğlu’ya çıksam, yolum Atlas Pasajı’ndan geçse Metin’i Giovanni Scognamillo ile “Atılgan adlı dükkanının önünde sohbette görürdüm. 
Metin’le tanışıklığımızın başlangıcı daha eskiye uzansa da arkadaşlığa, dostluğa evrilmesi de o tarihlerde başlar. Öküz dergisinde “Artizler Kahvesi”ni yazdığım günlerdi. Metin “iyi bir iş” yaptığımı, her anlamda beni desteklediğini söylüyor, kendi çalışmalarından söz ediyordu. Yeşilçam’ın “Zagor”u,, “uçan Süpermen”i Levent Çakır’ın hâlâ özenle koruduğum bir fotoğrafını vermişti, Levent Çakır söyleşisinde yayımlamam için. Öncesinde de kitap, lobi, film ve fotoğraf alışverişlerimiz olurdu. Fanzinleri ve bazı sinema dergilerini, kitapları Metin’den, Atılgan’dan alırdım.
Böylece sohbet edebilme fırsatımız olurdu. Daha çok fantastik edebiyat, çizgi roman  ve sinema meraklılarıyla dolu olurdu Atılgan. Müdavimleri de vardı sık sık sohbet ve alışveriş için uğrayan. O küçücük dükkana kocaman bir dünya sığdırıyordu Metin.
Metin hayata kenar süsü olan insanlardan değildi. Düşleri, yapmak istediği “büyük işleri” ve yaptıkları vardı. Biz büyümüştük ve kirlenmişti dünya fakat Metin içindeki çocuğu öldürmemişti. Çocuksu bir yürüyüşü vardı. 
Dünyayı Kurtaran Adam “furyası” başladığında dergilerde Dünyayı Kurtaran Adam ve Cüneyt Arkın özel sayıları yapılırken, afişleri, lobilere kapış kapış ve fahiş fiyatlarla satılırken filmin yönetmeni sevgili Çetin (İnanç) ağabey ile tanışmış ve bir söyleşi yapmıştım. Çetin ağabey, Cüneyt Arkın belgeseli çekiyordu o günlerde. Birlikte sete gitmiş, Cüneyt Arkın’la da bir söyleşi yapıp Öküz’de yayımlamıştım. Çetin Ağabey’le Atlas Pasajı’nın arka girişindeki çay ocağında buluşacağım gün Metin’e de uğramış, ayaküstü sohbet etmiş, Çetin Ağabey’le buluşacağımı söylemiştim. Tanışmak istediğini, dükkana uğrarsa mutlu olacağını söylemişti Metin. Mesajını Çetin Ağabey’e iletmiştim, Metin’le ilgili bilgi vererek. Sonrasındaki tanışma anlarını Çetin Ağabey de Metin de anlattı. Metin’in dükkanla ilgili bir nedenle polisle bir sorun yaşadığı ve dükkanda polislerin olduğu zamana denk geliyor Çetin Ağabey’in uğradığı an. Metin’i bu sıkıntılı andan Çetin Ağabey kurtarıyor. Böylece aralarında Metin’in ölümüne dek süren kalıcı ve güzel bir dostluk başlıyor.
“Dünyayı Kurtaran Adam 2” projesi bir devam filmi olarak bu dostluktan doğuyor. Sonrasında yapılan diğer film nedeniyle (Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu), Metin de Çetin Ağabey de haklı bir öfke ve üzüntü yaşamışlardı. Bu süreci yaptığımız söyleşi de Metin şu cümlelerle anlatmıştı:
“5-6 yıl öncesinde benim yakın arkadaşım Cem Koçak’la bu filmi izlediğimiz bir sırada ya neden bu projeyi geliştirmiyoruz dedik. Çetin İnanç’la da tanışmıştım o sıralar. Bunun için bir hikaye yazalım diye yola çıktık, başladık yazmaya. Bir yılda bir hikaye yazdık, Çetin İnanç’a söz ettik film yapalım diye. Aradan iki yıl geçti tam ciddi  bir girişimde bulunacağız, yapımcıyla görüşecektik ama 1999’da depremler tam bir kaos ortamı yarattı ve ardından gelen kriz bizim bu projeyi rafa kaldırmamıza neden oldu. Yani Dünyayı Kurtaran Adam 2 projesi Cem Koçak, ben ve Çetin İnanç’ın projesiydi. Bu en azından 20-30 makalede  ve söyleşilerde duyurulmuştu. Hatta internet aracılığıyla yurt dışında birçok dergide haberleri çıkmıştı. Lucas filmin, Star Wars’ın offical sitesinde dahi ‘Turkish Star Wars 2’ çekiliyor diye haber çıkmıştı. O dönem kriz içinde bulunuyor olmamız, Çetin İnanç’ın Amerika’ya seyahat etmek zorunda olması bizi biraz projeden uzaklaştırdı.
‘Dünyayı Kurtaran Adam’ın devamı ya da tekrar çevrimi Çetin İnançsız, Aytekin Akkayasız ve Cüneyt Arkınsız olmaz ve olacağına da inanmıyorum. Mehmet Ali Erbil’in dünyayı kurtaracağına da inanmıyorum. Kartal Tibet’in neden böyle bir projeye girdiğini de aklım almış değil. En azından bu projeyle benim ve arkadaşımın ilgilendiğini biliyorlardı. Bizden yardım isteyebilirlerdi. Belki daha iyi bir film ortaya çıkardı.” 
Çetin İnanç da devam filmi diye yansıyan filmle ilgili olarak düşüncelerini, şu cümlelerle anlatmıştı “Fantastik Türk Sineması Belgeseli” için yaptığımız söyleşide: “Bizim filmle ilgisi yok o filmin. Mehmet Ali Erbil, ‘box office’i olan bir adam. Reyting alıyor TV’de, gişe yapıyor sinemada. Cüneyt Arkın’ı da almışlar. Oynar, aktör. Oynaması doğru mu yanlış mı onu da kendi bilir. Bana göre yanlış. ‘Dünyayı Kuratan Adam’ın Oğlu’nu da yapma. Türk sineması bu kadar mı aciz? 20 sene önce yapılmış absürt, dünyanın en kötü kült filmini sen al, devamını yap. Demek ki sen hiç bir şey bulamıyorsun. ‘Dünyayı Kurtaran Adam’ın Oğlu’nu yapacağına ‘Uzaydaki Kahraman’ diye bir film yap.  Niye o ismi kullanıyorsun?” 
Metin Demirhan bir yandan kısa film projelerini hayata geçirmeye çalışıyor, “Baltam Gelecek Kellen Gidecek” adını verdiği filminin çekimlerini sürdürüyordu. “Kült bir korku filmi” yapmak istiyordu. Yeşilçam geleneğine bağlı “trash movie” (çöplük sineması) B sınıfı hatta kendi deyimiyle Z sınıfı, absürt film projeleri düşlüyordu. Filmler, fanzinler, dergiler, yeni kitaplar hazırlamak istiyor, internet siteleri, bloglar oluşturuyordu.  Hep çok heyecanlı ve çocuksuydu. Her zaman anlatacak yeni bir projesi, yeni düşleri vardı. 
Yaşımız ilerledikçe hep sağlıkla ilgili hastalık ve ölüm haberleri alır olmuştuk artık. Artık telefonları açmaya korkar olmuştum kötü haber alacağım endişesiyle. 
2007 yılının ekim ayında da yanılmıyorsam ilk Suat Bilgi aramıştı “kötü” haberi vermek için. Sonra da diğer telefonlar ve e-postalar gelmişti arka arkaya: “Metin beyin kanaması geçirdi, hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakımda.” Sonbahar hüzünle, acıyla gelmişti. Ailesi, arkadaşları günlerce umutla beklemişti iyi haberi alabilmek için. Ne yazık ki beklenen iyi haber gelmedi. Metin Demirhan 1 Kasım 2007 sabahı ayrıldı aramızdan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder