07 Mayıs 2017
Bu başlık Kartal, Pendik arasında
mekik dokuduğumuz, gidip geldiğimiz gençlik yıllarımızda sinema salonlarını
kaplayan erotik-komedi filmleri çağrıştırıyor olsa da (bu isimde 1976 yapımı
bir film var ayrıca), Pendikliler resmi işlemleri, arkadaş-akraba ziyaretleri
için Kartal’a, Kartallılar da yine arkadaş-akraba ziyaretleri, alışveriş ve
diğer güzellikleri için Pendik’e sıkça gidip geliyordu. Pendikliler de idari
anlamda ‘Kartallı’ sayılıyordu o günlerde.
Ortaokul ikinci sınıftaydım
yanılmıyorsam; ders arasında kızlar tuvaletinin önündeki kalabalıktan lisede
okuyan kızlardan birinin intihar girişiminde bulunduğunu öğreniyoruz. Okulun
güzel kızlarından olan Ayşen, sevgilisinden hamile kaldığı için intihar
girişiminde bulunmuş, ölmek istemişti. Onu daha sonraki günlerde okulda
görmedik. Yaşanan bütün dramlara rağmen hayat akıp gidiyordu.
Aradan yıllar geçti. İlk gençliğimi
yaşadığım günlerde hayatımızın akışı da değişmeye başlıyordu. Şimdilerde
özlemini daha çok çektiğimiz değerler, erdemler, yaşam biçimleri hayattan el
çekmeye başlamışlardı birer birer. Tramvaylar, troleybüsler, bahçe içindeki
evler, boş yeşil alanlar, çocukluk oyunlarımız; mendil kapmacalar, köşe
kapmacalar, saklambaçlar ve aç kapıyı bezirgânbaşılar, gazoz kapakları, hatta
gazozlar, tahta bacak cambazlar, misketler, macuncular ve pamuk helvacılar,
çikletlerden çıkan artist resimleri... Her biri çekiliyordu hayatımızdan.
“Benim balonlarım vardı, onları kimler aldı” gibi şarkılar yapılıyordu artık.
Biz de misketlerimizi, balonlarımızı, uçurtmalarımızı arıyor, geri istiyorduk.
Fakat artık yoktular. Tıpkı çocukluk-gençlik idollerimiz gibi. Düş şatosu
sinemaların hayal kahramanları, onları beyaz perdesinde izlediğimiz sinema
salonları gibi. O sinemalar da yerlerini apartmanlara, iş merkezlerine
bırakmışlardı. Her şey değişiyordu.
70’li yıllar başlayıp yaşanan
ekonomik kriz sonucu sinema salonları kapanıp beton yığını iş merkezlerine dönüşürken,
televizyonun evlere girmesiyle, Yeşilçam sinemasında da ana akımı oluşturan
aile filmleri dönemi kapanmış, salonları Bond filmlerini andırır bikinili, iç
çamaşırlı kadınların süslediği vurdulu-kırdılı avantür filmler, erotik
komediler ve giderek softundan hardına ‘parçalı-eklemeli’ porno filmler
doldurmuştu. 70’li yılların ortalarına geldiğimizde Ayhan Işık’lı, Cüneyt
Arkın’lı, Yılmaz Güney’li, Ediz Hun’lu, Türkan Şoray’lı, Fatma Girik’li, Hülya
Koçyiğit’li filmleri izleyeceğimiz salonlar da, o filmler de kalmamıştı artık.
Ülkede ‘yine’ çalkantılı günler yaşanıyor, aileler evlerine çekiliyordu.
Yeşilçam’ın idolleri de kopmuşlardı çok sevdikleri sinemadan. İşte o günlerde
krizi çok derin yaşayan Yeşilçam yeni arayışlara girmiş, televizyonun da etkisiyle
eve kapanan ailenin yerine ‘sokaktaki adama’, ‘lümpen’ seyirciye film yapmaya
başlamıştı. Önceleri seks-komedi diye başlayan bu furya zamanla pornoya kadar
uzandı. Filmlerin masum kızları soyunmaya başlamıştı. “Masum” seks-komedi,
hatta avantür filmlerin aralarına yabancı filmlerden “parçalar” döşendi. Sinema
salonlarının önünde teşrifatçılar, “üç film birden”, “parça var”, “her muamele
var” diye çağırıyordu artık sokaktan geçenleri. Taşradan, Anadolu’dan gelmiş,
“buraların yabancısı” olanlara sinema salonuna değil, “geneleve” geldiğini
düşündürtecek tarzda çağrılardı bunlar. Daha sonra yerli pornolar çekilmeye
başlandı. Seks ve porno dönemi kendi starlarını da yaratmıştı.
İşte yıllar önce okul tuvaletinde,
sevgilisinden hamile kaldığı için ölmek isteyen Ayşen’e de 70’li yıllarda
çekilen bir (sonraları birçok) yerli pornoda rastlamıştı insanlar küf kokulu,
rutubet ıslağı salonlarda.
O yıllarda sokak edebiyatı da bu
filmlerin adlarında karşılık bulmaya başlamıştı. Günümüze kadar gelen “Parçala
Behçet”, “Yırt Kazım” gibi... 1976 yılında çekilen, Kemal Kan’ın yönettiği ve
oyuncuları arasında Hadi Çaman, Aysun Güven, Meral Deniz, Necati Er, Ata Saka,
Arap Celal ve Birtane Güngör’ün olduğu “Kartal Pendik Gittik Geldik” adlı
filmin dışında, o dönemin film adlarından sadece bir kaçını sayalım isterseniz:
Dam Budalası. Yakalarsam Severim, Ye Beni Mahmut, Ah Deme Oh De, Tak Fişi Bitir
İşi, İşte Kapı İşte Sapı, Hasan Almaz Basan Alır, Ayıkla Beni Hüsnü, Şeftalisi
Aya Benziyor, Şipşak Basarım, Biri Gitti Biri Geldi, Beni Mahvettiler, Otobüs
Neriman, Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak, Bal Badem, Ilık Ilık, Isıt Beni, Oh De
Yavrum Oh De, Oldu Olacak, Olmaz Şimdi, Öttür Kuşu Ömer, Tamam mı Canım, Vur
Vur Kaç Kaç...
KARTAL, PENDİK SİNEMALARI
Çizgi romanların süper kahramanları
dışında, sinemanın kahramanları da bizler için örnek aldığımız öykündüğümüz,
onlar gibi olmak istediğimiz figürlerdi.
Pendik ve Kartal yazlık ve kışlık
salonlarıyla bir sinema cennetiydi. Pendik’te 70’li yıllarda sahilde konserler
de verilen Emek Sahil, Park, Konak, yazlık ve kışlık Mehtap, Okmen, Cep ve Ark
sinemalarını sayabiliyorum benim anımsayabildiğim.
Kartal’da da 70’li yılların sonuna kadar yazlık ve kışlık salonuyla
Uzunkaya, yazlık bahçe sinemaları Çınar, Çamlık, Kervan, Bizim, Işıklar ve Yeni
sinema, kışlık salonlarıyla da Kömürlük ve Belediye sinemasında sayısız film
izlemiştik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder