22 Mart 2020 Pazar

DEVLET VE TEFERRUAT


  21 Eylül 2014
Öktem Bey: Bu kadarız işte; Bir sen bir de ben
Gürkan: (istihbarat başkanı) Böyle devam edemeyiz. Kurum yeteri kadar saldırı altında. Kurum dışından bu işi çözmemiz gerek.
Öktem Bey: Aynı şeyi mi düşünüyoruz?
Gürkan: Bizimle bağlantısı kurulmayacak çok küçük ama bu davaya başını koyacak bir ekip kurmamız lazım.
Sezonun merakla beklenen iddialı dizi filmi Reaksiyon bu diyalogla başladı. Behzat Ç. ile ‘hayran kitlesini’ katlayarak arttıran Erdal Beşikçioğlu’nu ve derin devlet öykülerini sevenleri ilk bölümüyle ekran başına çeken dizinin yönetmeni Güneydoğudan Öyküler Önce Vatan, Kurtlar Vadisi Pusu, Sağır Oda gibi televizyon dizilerinden bildiğimiz Onur Tan. Proje Tasarım ve Konsept Danışmanı Cüneyt Aysan ile proje danışmanlarından Bahadır Özdener, senaryo ekibinden Ozan Aksungur da Kurtlar Vadisi ekibinden.
Dizide Erdal Beşikçioğlu’nun yanı sıra İbrahim Çelikkol, Selen Soyder, Nehir Erdoğan, İsmail Demirci, Yurdaer Okur, Berkan Şal, Kevork Malikyan gibi oyuncular yer alıyor. Dizinin sürpriz adı ise, sinemamızın emektar çınarlarından Ahmet Mekin.
Öktem Bey istihbarat müsteşarı Gürkan’ın verdiği, yeni yapılanma için önerdiği isimlerin yer aldığı dosyaya bakar:
Öktem Bey: Oğuz yüzbaşı. Bordo bereli. Onu mu ekip lideri olarak düşünüyorsun? Mehmet Rauf Bey’in kardeşi. Abisinden hiçbir şey saklamaz. Gizli tutamayız.
Gürkan: Devlet söz konusuysa abisini bile tanımaz.
Öktem Bey: Bizi de tanımaz o zaman
Gürkan: Devlet söz konusuysa bizi de tanımasın
HANGİ DEVLET
“Hangi devlet? Emperyal devlet mi? Sosyal devlet mi? Demokratik devlet mi? Yargı devleti mi? Paralel devlet mi? Derin devlet mi?” soruları ve “Herkes düşmanı tanıyacak” sloganıyla tanıtımı yapılan dizi Reaksiyon adıyla yayında. “İstihbarat Başkanı Gürkan ve Başbakanlık Müsteşarı Öktem devleti yeniden yapılandırmak, devlet kurumlarını düşman unsurlardan temizlemek için çok gizli bir birim kurmaya karar verirler.Eski düzenin sahiplerinden Yavuz Aslan başta,  devletin içinde birbirini yiyen klikler ve içeride, dışarıda sonu gelmeyen düşmanlar hepsinin hedefi Türkiye’nin kendi başına karar almasının önüne geçmeye çalışmaktadır.”
İstihbarat başkanı Gürkan tutuklanmak üzere ifadeye çağrılır, Müsteşar Öktem Bey’in konvoyu silahlı saldırıya uğrar, kurulacak bu birim için güvenebileceği tek bakan girdiği ameliyatta öldürülür.
Gürkan’ın gelip ifade vermesini bekleyen savcı devlet içindeki iktidar mücadelesini, güçler savaşının boyutunu tanımlar: “Devletin üç erki var. Herkes yasama ve yürütmeden söz ediyor ama bundan sonra yargının da ne olduğunu herkes bilecek. Buna göre hizaya gelecek.”
Gelişmeler üzerine Gürkan da yaşanan durumu özetler: “Düğmeye bastılar.”
REAKSİYON VE RESTORASYON
Devletin eski sahiplerinden ‘Dayı’ lakaplı Yavuz Aslan, kendisinin görevden alınması üzerine “Dayı’mızın olmadığı yerde biz de olmayız” diyerek istifa dilekçelerini hazırlayan çalışma arkadaşlarına “Hepiniz namusunuz üzerine yemin etmedi mi? Ben ne size ne kendime namussuz dedirtmem. Bu devletin namusu dün bize emanetti, bugün de bize emanet. Ona leke sürdüremeyiz. Buna teşebbüs edenlere ne olacağını hep beraber göreceğiz.” der.
Bu esnada Müsteşar Öktem Bey de İstihbarat başkanı Gürkan’la yaptıkları toplantıda “Devletin yeniden yapılandırılması için altı alanda hem zihniyet değişikliği hem de kadro değişikliğinin yapılması gerekiyor.” diyordur. Bunun üzerine Gürkan da “Bu kurumların ve kadroların hepsi NATO ve soğuk savaş konseptiyle kuruldu. Biz bunları değiştirmeye başladığımız an müttefiklerimiz eksen kayması olarak görecek ve bize karşı her alanda savaş açacaklardır.” der.
1952 yılında devlet içinde gayri-nizamı harp amacıyla NATO bağlantılı bir gizli örgüt olarak oluşturulan kontrgerilla yapılanması (daha sonra Özel Harp Dairesi adını alan Seferberlik Tetkik Kurulu) Genelkurmay’ıyla, MİT’iyle, emniyet ve ‘sivil istihbarat’ kurumlarıyla kurulduğu günden bu yana faaliyetlerini sürdürür.
Devlet içinde farklı temsiller, klikler, çıkar grupları olsa da, güç dengeleri ya da hükümetler değiştiğinde devlet içi iktidar el değiştirse de geride çok acılı ve kanlı bir tarih bırakarak bugüne gelen kirli bir yapılanma söz konusu. Çoğu zaman reaksiyonel, kimi zaman restorasyona yönelik yeniden yapılanmalara yöneldiler. Uzun zamandır eski devletin temsilcilerine, savunucularına operasyonlar yapan, devleti bugün elinde tutan güç restorasyondan söz ediyor.
Eskisiyle, yenisiyle kendini devletin sahibi olarak görenler için aslolan devlettir. Devlet söz konusuysa gerisi teferruattır. Devletin kurucusu, cümleye ”söz konusu vatansa diye başlamış olsa da devleti sahiplenme, ele geçirme, yönetme savaşlarında söz konusu hep devlet olmuştur; vatansa bir teferruat, maske, perdeleme aracı. “Hükümet olabilirler ama iktidar olamazlar” benzeri cümleler kurulduğu gibi, “hükümet olduk ama iktidar olamadık.” diyen parti ve hükümet başkanları da oldu tarihte.
Cumhuriyet tarihi boyunca “vatansever kuvvetlerin” türlü güç birliklerine, iktidar savaşlarına tanıklık ettik. Kendilerini devletin asli sahibi vatanseverler olarak görenler için kendileri dışında herkes düşmandı. Devlet bugün de düşman üretmeyi sürdürüyor.
Adnan Menderes başkanlığındaki Demokrat Parti döneminde, etkisi bugünlere dek uzanan dönüşümlerin ilk adımları atılmıştı. 1951 yılında Türkiye’nin Kore Savaşı’nda Birleşmiş Milletler gücüne Türk Tugayı’yla katılmasına karar vermiş, bunun sonucunda Türkiye, 1952 yılında NATO’ya tam üye olarak kabul edilmiş, aynı yıl NATO’nun isteği üzerine komünizme karşı gayri-nizamı harp amacıyla oluşturulan, daha sonra Özel Harp Dairesi adını alan Seferberlik Tetkik Kurulu kurumuştu.
Kışkırtmalar, cinayetler ve katliamlarla anılan, kanlı bir tarih yaratan özel harp yapılanmalarının yaşattıklarına da, bunların kurgu dünyasına, sinemaya, televizyon dizilerine yansımalarına da tanıklık ettik, ediyoruz. Deli Yürek-Bumerang Cehennemi, Sağır Oda, Kurtlar Vadisi, Kızılelma, v.b. film ve dizilere Reaksiyon da eklendi…
Yolculuğumuz sürüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder