Zeynep AKSU |
9 Mayıs gecesi (2013) Opera binasında yapılan açılış gecesi Yetkin Dikiciler ve Laçin Ceylan’ın
sunuculuğunda gerçekleşti. 70’li yılların toplumsal hayatına, değişim ve
dönüşümüne toplumsal gerçeklik zemininden bakarak hazırlanan barkovizyon
gösteriminde sinemamızın serüveni de anımsatıyordu. Sinemada 70’ler demek
öncelikle Yılmaz Güney ve ‘Umut’ demekti; yükselen toplumsal muhalefet, başka
bir dünya düşü demekti. Gecenin sürprizi ise Melike Demirağ oldu. Hep birlikte
‘Arkadaş’ söylendi. 70’leri anımsamanın; Yılmaz Güney’i daha güzel bir dünya
için mücadele edenleri, bu uğurda hayatlarını verenleri, yitirdiklerimizi
anımsamanın hüznü içinde ödüllerin verilmesine geçildi. Ödüllerin sahipleri
yeni anımsamaları getirdiğinden, hayat öykülerinden kesitlerde hüzün çoğalıyor,
duygusal anlar yaşanıyordu.
Zeynep Aksu
“22 yasında bıraktığı sinemaya hiç geri dönmedi, ama adı Yeşilçam Sineması’ndan
hiç silinmedi” cümleleriyle çağırıldı sahneye Uçan Süpürge Onur Ödülü verilmek
üzere. Yıllar önce sinemadan kopan bunu da çok can yakıcı bir eylemle
noktalayan (babasıyla birlikte tekneyle açılıp, tüm ödüllerini ve hakkında
çıkan gazete haberlerini denize atarak sinemaya veda eden) Zeynep Aksu, “Siz
bana ödül vermediniz, siz bana dünyayı verdiniz” diyordu.
Yıldız KENTER |
“5 yaşında
başladığı oyunculuk kariyerini sinemada devam ettiren, aklı her daim sinemada,
yüzü üretime dönük” diye sahneye davet edilen Perihan Savaş da Onur Ödülünü
alırken “Muhteşem bir gün bugün benim için. Uçan Süpürge’nin ilk açılışında
buradaydık, inşallah devamı gelir dedik ve bugün 16.’sı. Ve benim Onur Ödülüm.
Erkek egemen bir topluma rağmen, kadına şiddete rağmen, küçük gelinlerimize
rağmen bu Onur Ödülü’nü almak benim her şeye rağmen doğru bir şey yaptığımı
gösteriyor. Bu ödülü tüm kadın sinema emekçileri adına alıyorum” diye konuştu.
Bilge Olgaç
Başarı Ödülü ise Suzan Kardeş’indi. Cıvıl cıvıl çiçekli bahar elbisesi ve
enerjisiyle sahneye gelen Suzan Kardeş “Her sinemacı gibi hayalimdi ödül almak.
Kısmet bugüneymiş. Uçan Süpürge kadınlarına binlerce kere teşekkürler, bana çok
güzel bir taç taktınız” dedi. Gazeteci Elif Özmenek’in ödül alan üç kadın
sanatçıyla sahnede yaptığı söyleşide sanatçılar festivalin teması gereği kendi
‘rağmen’lerini anlattılar. Hüznü Suzan Kardeş’in enerjisi, esprileri ve
şarkıları dağıttı.
YILDIZLAR HER
ZAMAN YILDIZ KALIR
“Her şeye
rağmen yıldızlar her zaman yıldız olarak kalırlar.” Bu yıl ilk kez verilen Tema Özel Ödülü
Yıldız Kenter’in oluyordu. Yıldız Kenter’i salonu tıka basa dolduran konuklar
dakikalarca ayakta alkışladı. Tiyatronun yanı sıra sinemada da önemli filmlerde
yer alan ve ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ filmindeki rolüyle unutulmaz bir iz bırakan
Yıldız Kenter “Tiyatroda lakabım cadıydı ama hiç süpürgem olmamıştı, iyi ki
biraz daha yaşamışım, giderayak bu ödülü aldım” derken salonda gülmekle ağlamak
arasında bir dalgalanma yaşandı. Yıldız Kenter sahnede bir abide, bir tanrıça
gibiydi. Kendisini ayakta alkışlayanları
neredeyse başı yere değecek kadar eğilerek selamladı.
A
çılış gecesinin büyüsü
Melike Demirağ’ın tüm konuklarla ve uçan balonlar arasında söylediği ‘Hayat
Bayram Olsa’ şarkısıyla tamamlandı.
Suzan KARDEŞ |
Uçan
Süpürge’nin cadıları bir kez daha “her şeye rağmen kadınların sahneleri de
ekranları da, hayatı da bırakmayacaklarını böylesine etkileyici bir büyü içinde
gösterdiler hepimize. Bununla
yetinmeyen ‘cadılar’, özenle, bilinçle seçilmiş etkileyici film seçkisiyle de,
misafirperverlikleriyle de festival boyunca sürdürdüler büyüyü.
16 yıldır
festivalin gerçekleşmesi için büyük özveriyle çalışan direnen, Uçan Süpürge
Kadın İletişim ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Halime Güner, açılış
gecesinde “bazı şeylerin olması için meğer 15 yılı geride bırakmak
gerekiyormuş” diyordu:
“Bu sene bir şey oldu, bütün zorlu deneyimlerin sonunda ‘Artık oldu!’ dedirten
gelişmeler yaşadık. Tarihimizde ilk kez Ankara İş Adamları Derneği kapımızı
çalıp sizin için ne yapabiliriz diye sordu. Sonra, Ankaralı bir firma olan MG
Yapım, festival fragmanlarını ben yaparım dedi. İzmir merkezli bir gıda
zinciri, açılış töreninizde sütlü tatlılar bizim ikramımız olsun dedi. Ankara
Kulübü, Turizm Haftası’nda festivalde buluşalım çağrısı yaptı Ankaralılara. Bu
da ilk defa oldu… Geçen yıl açılış törenimizde seyirci olarak bulunan Elif
Özmenek Çarmıklı emeğimizi gördü, mücadelemize tanık oldu ve destek vermek istedi.
Böylelikle 9 Mayıs’taki açılış gecemizin organizasyonunu gönüllü olarak
üstlendi.
Bütün bunlar
olurken, festivalde gönüllü çalışmak üzere başvuranların sayısı 100’ü geçti.
Biz tam da bunları bekliyorduk. Kadınların festivali bir toplumsal fayda olarak
görülmeli diyorduk.”
Başta Halime
Güner, derneğin yönetimi, çalışanı, gönüllüsü tüm Uçan Süpürgeliler festival
boyunca pervane oldular, “Dünya yerinden oynar, kadınlar özgür olsa” sloganının
imkânlı ve gerçekçi olduğunu gösterdiler tüm konuklara, katılımcılara ve
Ankaralılara yarattıkları ‘cadı büyüsü’yle. Benim için de daha önce yaşadığım
bir zaman diliminin, bir masalın tekrar yaşanması gibiydi bu festival.
8. Uçan
Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali kapsamında 15 Mayıs 2005
tarihinde “Türkiye’nin Debra Winger’ını Aramak” başlıklı panele katılmıştım
Itır Esen, Nilüfer Aydan, Serra Yılmaz ve Şükran Yücel’le birlikte.
Rosanna
Arquette’in Türkiye’de de gösterime giren “Kayıp Aranıyor: Debra Winger” adlı
filmden yola çıkan Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali, kadın oyuncuların
sinemadaki “starlık” sisteminin çarkları arasında nasıl ezildikleri ve evlilik
gibi nedenlerle oyunculuk kariyerlerini nasıl yarıda bırakıp köşelerine
çekildikleri üzerine bir tartışma ortamı yaratmak niyetiyle düzenlenmişti panel.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder