21 Mart 2020 Cumartesi

İFFET YA DA CAN KIRIKLARI


11 Mayıs 2014

Fatmagül’ler, İffetler, “kadının namusu” ya da can kırıkları… ‘Tecavüze uğrayan da aklanmak zorunda kalan da sensin’ başlıklı yazımızda kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin, taciz ve tecavüzlerin ürkütücü rakamlarını vermiştik.
Tecavüze uğrayanların yüzde 50’si 18 yaş altında. Bunların yüzde 90’ını kız, yüzde 10’unu erkek çocukları oluşturuyor.
Her türlü şiddetten, işkenceden çok daha ağır, daha acımasız, yalnızca fiziksel zarar vermekle sınırlı olmayan, insanın ruh dünyasını da hayatını da paramparça eden bir insanlık ayıbı, insanlık suçudur tecavüz.
Dün de bugün de cinsel saldırılara, taciz ve tecavüze karşı önlem alması gereken devlet bu insanlık suçuna ortaktır. Bu suç ortaklığında medyanın payı da büyüktür. Geçen yılın verilerine göre cinsel saldırı suçları son beş yılda yüzde 30 arttı. Son 15 yılda 241 polis, 91 asker, 17 özel timci, 15 korucu, 45 gardiyan tecavüzden yargılandı fakat hiçbiri ceza almadı.
SALDIRGANLAR TANIDIK
2002-2008 arası 62 bin kadın tecavüze, 2010 yılının ilk 7 ayında 478 kadın tecavüze, 722 kadın tacize uğradı. 2013 ve 2014 rakamları ise çok daha korkunç çok daha ürkütücü. 2013 verilerine göre acil yardım hattını arayan kadınlardan yüzde 57’si fiziksel şiddete, yüzde 46,9’u cinsel şiddete, yüzde 14,6’sı enseste ve yüzde 8,6’sı tecavüze maruz kalıyor. Kadınları istismar eden erkeklerin yüzde 83’ünü de eşler oluşturuyor.Cinsel saldırganların yüzde 75’i tanıdık. Ensest olaylarında faillerin yüzde 50’si öz baba ya da amcalar enişteler, ağabeyler, dedeler ve dayılar. 2005–2010 yılları arasında, cinsel saldırıya uğrayan 100 binin üzerindeki kadının yüzde 40’ı şikâyetçi bile olamadı. Bütün bu rakamlar, istatistikler devletin resmi kurumlarına ait. Buz dağının görünen yüzü yalnızca.
MEDYA, SİNEMA, TV
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde yazılı ve görsel basına da suça ortak olan bir tutum ya da dil değil önleyici bir görev düşmektedir. “Medya, kadına yönelik şiddet ve tecavüz haberlerini kamuoyuna aktarırken, haber dilini doğru kullanmalı, etik değerlere uymalı, tecavüzün içerdiği şiddeti arka plana itmemeli ve tecavüzü erotize edici tutumlardan uzak durmalıdır. Basının, suçu işleyen erkeğe değil, mağdur kadının özelliklerine odaklanması şiddetin sorumlusunun mağdur olduğu biçiminde bir yanılsama yaratabilmektedir. Buna dikkat edilmelidir.”
Türkiye Psikiyatri Derneği’nin 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü Basın Açıklaması’nın ‘Öneriler ve Talepler’ bölümünde yer alıyordu bu cümleler.
2013’te tartıştığı erkek arkadaşından sokak ortasında dayak yiyen bir kadının haberini ‘Nakavt’ başlığıyla veren gazeteleri, başbakan yardımcısının sözleri üzerine “dekolte” giysisi nedeniyle kadının işine son veren televizyonları var bu ülkenin. Aileden sorumlu bakanlığı var, kadın bakanlığı yok. Çünkü kutsal olan aile ya, kadından sorumlu olan, onun namusunu koruyan da aile olacak. Aile Bakanı’na ise ıslık çalmak, çığlık atmayı öğrenin, öğretin demek kalacak. Oysa katilin de tacizcinin, tecavüzcünün de en yakınımızda ailede olduğu gerçeği devlet kayıtlarında yazılı.
KADIN VE NAMUSU KİMDEN SORULUR
Abdullah Oğuz’un Zülfü Livaneli’nin tüm aynı adlı romanından uyarladığı Mutluluk filminde namus ve töre cinayetlerinin genç kadınları ölüme nasıl sürüklediği 17 yaşındaki Meryem’in öyküsü üzerinden anlatır.Göl kenarında baygın bulunan Meryem’i öldürmeye karar verir aile, Meryem’in namusu kirlenmiştir ve töre böyle buyurmaktadır! Oysa Meryem öz amcası tarafından tecavüze uğramıştır ve amcası bunun duyulmaması için kızı öldürme- namus temizleme!- kararı alır. Kurtlar Vadisi’gillerden Kaçak adlı bir ‘erkek dizisi’ yayınlanıyor beyaz camda. Kurtlar Vadisi’nin Memati’si Gürkan Uygun’un başrolde olduğu, kahramanları ellerinden silahların, bombaların düşmediği, insanları “mermi manyağı” yapan mafya ve eski özel harekâtçı polisler olan bu lümpen erkek dizisinde “Bir kadının namusu kimden sorulur? Evliyse kocasından, değilse ailesinden sorulmaz mı?” diyordu polis eskisi erkek ‘kahraman’. Aynı dizi kahramanı “erkekten mantığı çıkar, al sana kadın” benzeri cümleler de kuruyordu. O bir ‘hayal kahramanı’ ama ona bunları söyletenler, senaristinden yönetmenine, yapımcısına, televizyon kanalına kadar gerçek kişiler ve kurumlar. Bu devletin ve toplumun erkekçi, erkek egemen zihniyetinin hayattaki ve sektördeki sözcüleri. Kadına, çocuğa yönelik şiddetin, tacizin, tecavüzün yaygınlaşmasında payı olanlar.
İFFET’TEN FATMAGÜL’E
Medyayı gerçek hayatta da sinema, televizyon filmi-dizi tanıtımında da tecavüze uğradığı hayata meydan okuyan kadından çok tecavüz ya da canlandırma sahnesi ilgilendirmiştir.
Sevdiği adam tarafından tecavüze uğrayan İffet’in öyküsünün anlatıldığı film de Fatmagül’ün Suçu Ne filmi ve dizisi de buna örnektir. İnternet üzerinden arama yaptığınızda, Google ya da You Tube sayfalarına bu filmlerin adlarını yazdığınızda karşınıza çıkan yüz binlerce sonucun tamamına yakını filmdeki tecavüz sahneleriyle ve haberleriyle ilgili.
“İffet’in “tecavüz” sahnesi çekildi! Videosu”, “Müjde Ar Cama Sıkıştırmalı Tecavüz Sahnesi - İffet”, “Hülya Avşar Fatmagül’ün Suçu Ne tecavüz sahnesi”, “İşte, ‘‘Fatmagül’ün Suçu Ne’’ filmindeki o sahne! - Video”, “Hülya mı Beren mi tecavüzde daha iyiydi?”Kartal Tibet’in 1982’de Yavuz Turgul’un senaryosuyla çektiği İffet’in başrollerinde Müjde Ar, Faruk Peker, Savaş Başar, Ergün Uçucu, Damla Coşkunoğlu, Suna Selen vardır.
İstanbul’un kenar mahallelerinden birinde kız kardeşi ve babasıyla yaşayan İffet, babasının katı kuralları altında kendi halinde bir yaşam sürerken, mahalle çapkını Cemil’e aşık olur. Taksi şoförlüğü yapan Cemil, piknik için gittikleri ormanda İffet’e tecavüz eder. Evlenme umuduna kapılan İffet, Cemil’in para için başka bir kızla evlenmesiyle yıkılır. Babası tarafından da reddedilen İffet, Cemil’den ve hayattan intikam almak için filmlerde kolay gerçek hayatta aldığı yaradan daha büyük yeni yaralar almasına yol açabilecek çıkmaz bir yoldur bu; çırpındıkça batacağı beter bir bataklıktır özendirilerek gösterilen.
Ünlü, paralı ve güçlü bir kadın olursa istediği intikamı alabileceğini düşünür İffet. Temiz düşlerini kirleten, hayatını paramparça eden Cemil’den intikamını almak için erkek dünyasında meta olmayı, başka erkeklerin elinde “oyuncak” olmayı seçerek ulaşır amacına. Film icabı yaşananlar başka, hayatın gerçekliği başkadır oysa. Haftaya devam edeceğiz….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder