18 Mart 2020 Çarşamba

ERKAN YÜCEL VE SİNEMA


Erkan Yücel mücadelelerle geçen kısacık ömrüne onlarca tiyatro oyunun yanı sıra üç tane de çok önemli sinema filmi sığdırmayı başarmıştır. Vakitsiz ve talihsiz ölümünün üzerinden geçen yirmi yedi yılda, yokluğunu çok fazla hissettiğimiz isimlerin başında geldi hep. Sahnede devleşen bir aktör, iyi bir mizahçı, iyiliklerin, güzelliklerin ve başka bir dünyanın izini süren, inançlarından hiç bir koşul altında ödün vermeyen bir dava adamıydı.
72. Koğuş’un İzmirlisi, Bereketli Topraklar Üzerinde’nin Yusuf’u, Hakkâri’de Bir Mevsim’in Kaçakçı Halit’i, Yorgun Savaşçı’nın Kör Şaban’ı.
Çağdaş Nasrettin Hoca Erkan Yücel, sınırlarla tanımlanamayacak bir dünya sanatçısıydı. Onu sahnede izleyenler Kavuklu’yla, Dümbüllü’yle olduğu gibi Charlie Chaplin’le de birlikte anıyorlardı adını.  Kısa sayılabilecek bir sürede önemli izler bırakmış, bir anlamda örnek oluşturmuş bir sanatçıydı.Bazı insanlar tarih yazmaya, tarih yapmaya gelirler dünyaya. Yaşam biçimleriyle, yaptıkları işlerle, söyledikleri sözlerle, duruşlarıyla örnek olurlar. Dünyayı güzelleştirir, tarihin akışını değiştirirler. Erkan Yücel de, tarih yazan büyük sanatçılardandı.
ENDİŞE
1974 yılıdır, Yılmaz Güney Endişe filmini çekecektir fakat yaşanan talihsiz olay sonrası cinayet suçlamasıyla hapse atılır. Filmi Şerif Gören’in yönetmesine karar verilir. Yılmaz Güney’in yarım kalan rolünü de Erkan Yücel oynayacaktır. Ankara Sanat Tiyatrosu’ndadır ve bu Erkan Yücel’in ilk film deneyimi olacaktır. O günleri tiyatrodan (AST) oyuncu arkadaşı Levent Ersin şöyle anlatır:
“Endişe için bir haber gelmişti. Yılmaz Güney’in rolünü oynayacaktı. Benim yanımda gelmişti telefon. Hatta aynen şöyle demişlerdi; ‘bıyığın var mı?’ ‘var’, ‘sakalın var mı?’, ‘var.’ ‘Saçını, sakalını, bıyığını katiyen kesme hemen filme başlıyorsun’. Sanıyorum 10-12 gün sonra Ankara Sanat Tiyatrosu’ndan ayrılıp film çekimine gitti. Bir ara mola verilmişti, döndü, geldi. ‘Nasıl gidiyor?’ dedim, ‘ben kamerayı bilmiyorum ki, bir şeyler yapıyorum, onlar oldu diyorlar. Hâlâ olayı çözemedim’ dedi. Tekrar gitti, sanıyorum gene 1-2 hafta sonra bir daha geldi; ‘bu iş bitmiştir, ben bu işi çözdüm, ne yapıldığını anladım. Artık kamerada da mercek mantığını kavradığımı bile söyleyebilirim’ demişti. Gerçekten her şeyi kısa sürede çok doğru öğrenebilen bir insandı.”
Erkan Yücel daha ilk filminde sezgileriyle, gözlem gücüyle tiyatro ve sinema oyunculuğu arasındaki ayrımı çözmüş, filmdeki Cevher karakterini oynamak değil o olmak halini o gerçekleştirmişti. Biz filmde pamuk tarlalarının ortasında gerçek bir pamuk işçisi olan ve aynı zamanda sinema olan Cevherin heyecanını, öfkesini nefretlerini isyanını izliyorduk. Bütün bu duyguları Erkan Yücel’in gözlerinden alıyordu izleyici. Bu başarılı oyunculuğuyla Erkan Yücel de 12. Antalya Film Şenliği’nde ve San Remo Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alıyordu.
Erden Kıral Ayna filminde, Ali Özgentürk At filminde Erkan Yücel’i oynatmak ister fakat çeşitli nedenlerle gerçekleşmez bunlar. Atıf Yılmaz filmlerinde oynatmak ister, yapımcı karşı çıkar. Pasaport alamadığı için Ayna gibi yurt dışında çekilen filmlerde oynayamaz ya da siyasi olarak farklı bir örgütlenme içinde olduğundan yapımcı engeline takılır.
Lorca’nın Kanlı Düğünü’nden uyarlanan “Sevda” adlı filmde  “hayatımın rolü” dediği Uçurtmacı Ali’yi oynamak için Kuşadası’na gittiğinde talihsizlikler yakasını bırakmaz büyük oyuncunun.
9 Eylül 1985 tarihinde Kuşadası’nda geçirdikleri kazada hayatını kaybeder Erkan Yücel. Daha oynayacak çok filmi, sahneleyecek çok oyunu, gerçekleştireceği çok düşü varken.
Erkan Yücel’in umutları yaşıyor ve ışığıyla bugün de yolumuzu aydınlatıyor. Onat Kutların dediği gibi; “Şimdi bizlere düşen, en azından bu ışıklı anıyı, unutuşa terk etmemektir.”


BİR NEVİ MORAL HOCASI

BİR gazete yazısı sınırlarında Erkan Yücel’in sinemasının özetini verebilmek bile olanaksız. Kamera arkasında yaşanan Erkan Yücel’in insani değerlerinden, mizah gücünden kaynaklanan renkli anıları bile başlı başına kitap boyutunda. Erkan Yücel 1979 yılında Erden Kıral’ın yönettiği Bereketli Topraklar Üzerinde filminde oynar. Yusuf karakterinde Şarlo ayarında bir oyunculuk sergiler. O günlerin çatışmalı siyasal ortamında çok zorlu bir set ortamı yaşanı lminde gizemli Kaçakçı Halil rolüyle önemli bir iz bırakır ardında. Erkan Yücel oynadığı üç filmdeki unutulmaz oyunculuğuyla adını tiyatroda olduğu gibi, sinema tarihine de silinmez, unutulmaz biçimde yazmayı başarmıştı. İki filminin yönetmeni Erden Kıral şunları söylüyordu Erkan Yücel için:  “Erkan hem yönetmeni hem de seyirciyi etkileyen bir oyuncuydu. Onunla çalışmak ayrı bir keyifti. Sette çok güzel ve yakın arkadaşlıklar kurabilen biriydi. Beni etkileyen şeylerden biri de çok dramatik bir sahneden çıkar çıkmaz gülebilen, kamera çalıştığı zaman da o karakterin içine girip isteneni en ince ayrıntısına kadar verebilen o kadar özel bir oyuncuydu. En zor durumlarda bile bir şaka yapar olayı toparlardı. Bizim bir nevi moral hocamız olurdu.”
YÜCEL’E DAİR
ERKAN Yücel’in sinemasına yönelik ölümünün 20. yılında hazırladığım “Şimdi Geçti Buradan” belgeselinde onu tanıyan sanatçıların söylediklerinden birkaç alıntı yerinde olabilir.
Fikret Hakan: Üç tane de güzel film bıraktı. Tüm hayatı boyunca sinemada olup da yarım tane bile film bırakamayan insanlar varken rahmetli kısacık yaşamı içinde üç tane sahici film sığdırmışsa bu alkışlanması gereken bir şeydir öyle değil mi?
Tunca Arslan: bu üç sinema filminde beyazperdeye bıraktığı iz belki 300 filmle başka aktörlerin yakalayabileceği tarzda bir başarı. Endişe’yle gerek Altın Portakal’da kazandığı ödül gerekse San Remo’da kazandığı ödül de bir anlamda bunun kanıtı niteliğinde zaten.
Nur Sürer: Türk sinemasının, Türk sahne sanatının bir Charlie Chaplin’i olduğunu düşünmüşümdür hep.
Ayşegül Yüksel: Şarlo değerinde bir oyuncudur. Şarlo değerinde bir oyuncu olmak benim için oyunculuğun son noktasına ulaşmış olmak anlamına gelir.Sinan Bengier: Herhalde Şarlo’yla aynı dönemi yaşasalardı Charlie Chaplin mutlaka Erkan’ın sahneye çıkmasını engellerdi, film yapmasını engellerdi. Gerçekten çok yetenekliydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder