20 Mart 2020 Cuma

ZALİM, ACIMASIZ, ÜRKÜTÜCÜ


01 Aralık 2013
Yeşilçam’ın iyi kalpli fakat film icabı kötü adamları, tüm tepkilere rağmen sinemanın yıldızları, başrol oyuncuları kadar ilgi çekmiş, sevilmiştir hep. En tanınan, bilinen yüzlerdir “kötü adam”lar, kolay kolay unutulmazlar. Çoğunun rekor sayıda filmi vardır. Hangi filmi izleseniz bu yüzlerden birini mutlaka görürsünüz. Film gibi hayat öyküsü vardır her birinin fakat filmlere yansıyan suretlerindeki gibi kötü değildir kalpleri gerçekte. 
Yeşilçam’ın kötü adamlarının hepsi film icabı çok kötüdür, çok zalimdir, acımasızdır, ürkütücüdür. Öylesine başarılıdırlar ki rollerinde seyirci onların ve filmde izlediklerinin gerçek olduğuna inanır.
Perdeden bize yansıyan görüntülerde ölümsüzleşen öyle roller ve oyuncular vardır ki kötünün, kötülüğün simgesi olmuşlardır. Kimi gülüşüyle, kimi bakışıyla, kimi acımasızlığı ve zalimliğiyle unutulmazlar arasında birer simgedir. İzlediğimiz filmlerinde çoğu zaman hırslı, sert, zalim, acımasız baba, işadamı, ağa tiplemelerindeki heybetli cüssesi ve sert bakışlarıyla korkutsa da, her zaman güçlü oyunuyla ayrı bir yeri oldu Atıf Kaptan’ın. Kötü adam rolleriyle de sevilmeyi başaran iyi kalpli oyuncu Atıf Kaptan, kötü adam rolleriyle ilgili şunları söylüyor bir söyleşisinde:
“Kötü temsil edilmeseydi iyiliğin kıymetini nasıl bilirdik? Fakat ben bir taraflı değilim. En büyük zevkim menfi karakterli rollerde nefret topladığımı, müspet karakterli rollerde de sevgi ile karşılandığımı görmektir. Çoğu defa başarı derecemi anlamak için gizlice sinemaya giderim. Bir defa rol icabı kızıma huşunetle vurmuştum, önümdeki, yanımdaki sıralarda ‘Gözün kör olsun herif, Allah cezanı alsın, yapılır mı bu’ gibi sözleri bizzat işittim. Bir aktör için en büyük manevi kazanç da bu değil midir?”
KÖTÜ ADAM TİPİNİ  SEVDİREN KÖTÜ ADAM: AHMET TARIK TEKÇE
Yeşilçam’ın en sevilen kötü adamı. 1948 yılında Tuzak filmiyle kamera karşısına geçer ve Ahmet Tarık Tekçe efsanesine adım atar. Öyle bir efsane ki kötü adamı oynamasına karşın hızla ünlenir, izleyicilerin kalbinde taht kurar. Oynadığı her film gişe rekorları kırıyor, geçtiği caddelerde halk birbirine giriyor, trafik felç oluyordur. İlk üç filminden sonra kötü adam oynamaya başlamıştır. Hem de öyle bir kötü ki, Talihsiz Yavru filminde birlikte oynayacağı çocuk oyuncu Rüya Gümüşata bir röportajında şunları söyler:

“Bir gün Ahmet Tarık Tekçe’yle platoda karşılaştım. Filmlerin kötü adamıydı. Ondan çok korkuyordum. Elini uzattı. Titreye titreye sıktım. Ama çok, pek çok korkuyordum. İri yarıydı. Filmlerinde çocuk kaçırıyordu, çocukları dövüyordu. Ben onunla aynı filmde nasıl oynayabilirdim. O sırada filmin rejisörlüğünü yapacak olan Muharrem Gürses yanımıza geldi. ‘Korkma Rüya, o iyi bir insandır’ dedi. Ahmet Tarık’la öyle çabuk dost olduk ki.”
Tekçe, çok filmde oynadığı için çalışma çizelgesi tutmak zorunda kalır, gün gün, saat saat çalıştığı filmleri kaydeder. Onlarca filmde oynadığı için “kitapsız ilim, Ahmet Tarık Tekçe’siz film olmaz” denir.
Sevimli kötü adam Ahmet Tarık Tekçe bir set röportajında şunları söylüyordu: “Ağır Ceza Reisi Hikmet Tekçe’nin oğlu, ben Ahmet Tarık Tekçe daha ölmedim. (...) Evet, ben bu mesleğe sokaktan geldim. Beni Türk sinemasında 7’den 70’e değil, 3.5 yaşından 113.5 yaşına kadar olanlar tanır. Tevazuu bir yana bırakalım, yerli filmlere ‘kötü adam’ tipini ilk defa sevdiren benim. Ve Türkiye’de karakter oyuncusuna alkışı getiren de benim.”

ÖDÜL NİYETİNE TAŞLANAN AKTÖR EROL TAŞ
Erol Taş’ın ilk filmi Mümtaz Alparslan’ın yönettiği “Acı Günler”. Sette Yönetmen Mümtaz Alparslan, Erol Taş’a “Sen asla artist olamazsın” demiştir. Bu sözler çok ağırına gider. “Belli olmaz, belki günün birinde boynuz kulağı geçer” diye düşünür ve zaman Mümtaz Alparslan’ı yanıltır.
Taş kalpli kötü adam rollerinin yufka yürekli, iyi kalpli usta oyuncusuydu Erol Taş. Zaman zaman iyi adam rollerinde oynasa da belleklerde kötü adam olarak yer etti. Sinemamızın ‘karakter’ oyuncuları açısından ne kadar şanslı olduğunu kanıtlayan önemli oyunculardandı. Atılan taşlar, şişeler, çekilen yuhlar, edilen hakaretler en büyük ödülüydü Erol Taş’ın. Çünkü bunlar rolünü ne kadar başarıyla oynadığının göstergesiydi onun için. Belleklerden silinmeyen o unutulmaz konuşmasını da böyle bir ortamda yapar Erol Taş.
İnce Cumali filminde çok acımasız bir ağayı canlandırır. Öylesine acımasızdır ki Ağa, baskın yaptığı rakip çiftlikte, “Bu topraklar ikimize çok, birimize az demiştim” dediği çiftliğin sahibini, yeni doğum yapan karısını ve yanında çalışan herkesi öldürür. Hızını alamayan ve arkada hiçbir canlı bırakmamaya kararlı Ağa, ayaklarından ağaca astığı tavukları bile boğazlarını acımasızca keserek öldürür. Yılmaz Güney’le birlikte oynadıkları İnce Cumali filminin Ağa’sı, kötü adam rolleriyle nam salmış Erol Taş, filmin galası için diğer oyuncularla birlikte Anadolu’ya gider. Film bittikten sonra oyuncular sahneye çıkıp konuşma yapıyorlardır. Sıra Erol Taş’a gelmiştir. Birden ortalık karışır, yer yerinden oynar. Seyirciler sahnedeki Erol Taş’a şişe, taş, sopa fırlatıp yuhalıyorlardır. Öylesine başarılı oynamıştır ki ağa suretindeki kötü adam rolünü, atılan taşlar onun ödülü olur.

O unutulmaz konuşmasını şişe ve taş yağmuru dindiğinde yapar Erol Taş. Seyircilere “Atın atın, siz bana taş değil ekmek atıyorsunuz” diyerek meşhur kahkahasını atar ve ışıl ışıl gözlerle seyircisini selamlar. Bu konuşma üzerine, az önce yuhalayan seyirci bu kez ayakta alkışlar onu.

YAKIŞIKLI JÖNDEN KÖTÜ ADAMLIĞA: TURGUT ÖZATAY
Kazıklı Voyvoda, hain mi hain mafya babası ya da hin mi hin gazino patronu olarak kötü adamlıkta özel bir yer edinen, zaman zaman iyi adam olarak da izlediğimiz Turgut Özatay, Yalnızlar Rıhtımı, Kırık Çanaklar, Hızlı Yaşayanlar gibi filmlerindeki güçlü oyunculuğuyla unutulmaz bir iz bırakır.
Güçlü oyunculuğunu ilk filmlerinde gösteren ve başa oynayan Turgut Özatay’ın jön dönemi kısa sürer nedense. İkinci adamı, jönün karşısındaki ‘kötü adam’ı oynamaya başlar. “İyi”yi oynadığı filmler de az değildir fakat kötü adam olarak ünlenir kısa sürede. Tarihi, kostüme filmlerde ise “Kahpe Bizans”taki zalim düşman olarak çıkar karşımıza. Kara Murat serisinin Kazıklı Voyvoda’sı…
O yıllarda filmlerde yaptıklarının sadece rol ve film icabı olduğunu anlatamayan Turgut Özatay da sokaklarda kötü adamların payına düşen hakaretlerden, tepkilerden payına düşeni alır. Fakat tüm Yeşilçam oyuncuları gibi onun payına düşen daha çok seyircinin sevgisi olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder