20 Mart 2020 Cuma

SANAT HAYATTIR, HAYAT SOKAK


08 Aralık 2013
33 yıldır süren Eylülist yıllar ve bugünkü sürdürücüsü AKP iktidarının devlet zulmü, halk düşmanı neo-liberal yönetimi, insanların özel hayatına müdahaleye kadar uzanan faşist uygulamaları halkın isyanıyla karşılık bulmuştu Gezi sürecinde. Cumhuriyet tarihi boyunca hükümetler, yönetenler değişse de, iktidarda ister sivil giyimliler ister üniformalılar olsun devlet zulmü değişmedi.
Dün Sabahattin Ali’ye Nazım Hikmet’e, Ruhi Su’ya, Yılmaz Güney’e, Erkan Yücel’e ve daha birçok sanatçıya, aydına yönelen her türden devlet şiddeti bugün de birçok sanatçıyı hedef alıyor, arkadaşlarımıza yöneliyor; özgürlüklerini yok etmekle tehdit ediyor.
İzmir Yenikapı Tiyatrosu’nun iki emekçisi Nazlı ve Orçun Masatçı kardeşler(imiz) de bu devlet şiddetinin, saldırısının hedefinde uzunca bir süredir.
Nazlı Masatçı oynadığı bir sokak oyunu nedeniyle “halkı askerlikten soğutma” suçlamasıyla 5 ay 20 gün cezaya çarptırıldı. “2006 1 Mayıs'ında, AİHM tarafından orantısız güç kullandığı gerekçesiyle mahkûm edilen devlet, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin aldığı kararla, Orçun Masatçı'ya eyleme katılanlardan, 10 kişi ile birlikte 2 yıl 2 ay 20 gün ceza verdi. Orçun Masatçı, 2006 1 Mayıs’ına İzmir Yenikapı Tiyatrosu pankartı arkasında, yine tiyatronun bayrağı ile katılmıştır. Polis saldırısından sonra da alanda devrimci-demokrat, işçi sınıfı ile birlikte durmuştur. Bu cezanın bugün neredeyse en üst baremden verilmesi, gezi eylemleriyle doğrudan orantılıdır.”

GEZİ'DE BAŞLAYAN SÜRECİN YANKILARI
Gezi’yle başlayan isyan günlerinde devlet terörüyle gençlerimiz öldürüldü; şairin dediği gibi “devlet dersinde” sokak ortalarında, herkesin gözü önünde. Gezi isyanıyla sokaklara, alanlara yayılan toplumsal muhalefeti sindiremeyen, sarsılan iktidarını, tüm benliğini kaplayan korkuyu hazmedemeyen muktedir intikam peşine düşü aylardır. Toplumsal muhalefet ve demokrasi güçleri için her yer direniş her yer isyan oldukça, iktidar her itiraza önce gazlı-tomalı devlet terörüyle, sonra da mahkemeli-davalı saldırılarla cevap verdi.
Geçtiğimiz günlerde Redhack operasyonu adı altında hiçbir dayanağı, inandırıcılığı olmayan gerekçelerle sanatçı kardeşimiz Barış Atay da gözaltına alındı. Bu ‘akape iktidarı’nın sanata, sanatçıya ilk saldırısı değildi; son olmayacağı da açık. Her totaliter yönetim sanatın büyülü gücünden, sanatçıdan korkar. Totalitarizmde bireysel özgürlüklere izin verilmez, bireyin yaşamının tüm alanlarına müdahale edilir.
Sanat bütün dallarıyla insanların tutumlarını, davranışlarını ve düşüncelerini değiştirebilme, kamuoyu oluşturabilme gücüne sahiptir; hayata dair ve dâhildir. Bu nedenle sanat da sanatçı da egemenlerin hedefinde oldu her dönem. Çünkü sanat hayatı dönüştürür.
SANATTA YENİKAPI
Kurulduğu günden (2005) bu yana öncelikli oyun alanı olarak sokakları benimseyen ve “Sanat hayattır, hayat sokakta” diyen bir tiyatro topluluğu var İzmir’de; Yenikapı Tiyatrosu. İnsanların televizyon, internet ve teknolojinin gelişimiyle salonlardan uzaklaşması, kısıtlı bütçelerle yaşayan insanların tiyatroya gidememesi, Yenikapı’yı kuran, oluşturan sanat emekçilerini, sokak tiyatrosu yapmaya, insanları bu yolla tiyatro sanatına kazandırma çabasına yönlendirir ve ülkenin birçok sokağını sahneye çevirirler.
İlham kaynakları da 15 Temmuz 1975'te kurulan ve “bu sanatın seyircisi de emekçi halk olmalıdır bu nedenle uzun bir Anadolu turnesine çıkıyoruz” diyerek aylar süren yoğun ve yorucu bir turne düzeniyle Anadolu'yu köy köy dolaşan, traktör römorkları üstünde, köy meydanlarında oyunlar ‘sahneleyen’, tiyatroyu köyle, köylüyle, halkla buluşturan Ankara Halk Tiyatrosu ve Erkan Yücel'dir.
İzmir Yenikapı Tiyatrosu da köyleri tiyatro ile hatta şenliklerle buluşturmak için bir dizi projeyi hayata geçirir. Mardin'den, Denizli’ye, Sinop’tan Tunceli’ye kadar onlarca köyde perde açan Yenikapı, büyük ilgi ve beğeniyle karşılanır. Birçok köyde tiyatro şenliği gerçekleştirirler.

Yenikapı, tiyatroların birbirinden uzaklaşmasına ve rekabet kültürü içinde dayanışmanın, dostluğun erimesine karşı bir dizi etkinliği hayata geçirir. Bu festivaller aynı zamanda yaz aylarında İzmir’in ilçelerinde yapılan büyük buluşmalara dönüşür. Dikili’de yapılan ve son üçüne benim de dâhil olduğum Türkiye Tiyatro Buluşmaları'nın ilki 2007 yılında Ürkmez, 2008 yılında Güzelbahçe, 2009 yılında Urla, 2010 yılında da Seferihisar'da gerçekleşir.
Yenikapı bu buluşmalarda yaşanan tartışmaları kurultaylara ve birlik çalışmalarına çevirir; İstanbul ve Ankara’da düzenlediği toplantılarla Türkiye Tiyatrolar Birliği'nin kurulmasına öncülük eder.
Sanat alanında bir sıkışıklığın yaşandığı düşüncesi ile sokağa yönelen Yenikapı, salon oyunlarını da sokak algısıyla biçimlendirir. Türkiye’de Sokak oyunlarıyla ödül alan ilk tiyatro olur. Birçok ödülü bulunan, birçok ilde oyun sahneleyen Yenikapı, İzmir’in birçok ilçesinde tiyatro ve film şenlikleri düzenlemeyi de sürdürüyor.
FAŞİZME KARŞI ÖZGÜR SANAT
Yalnızca bu tür etkinliklerle yetinmeyen Yenikapı Tiyatrosu’nun genç sanat emekçileri, devletin sanata, sanatçıya yönelik her türden saldırısına karşı yeni mücadele platformları, itiraz alanları oluşturmak için de çabalıyorlar yıllardır. Faşizme Karşı Özgür Sanat gecesi, Barış İçin Sanat gecesi, Şiddete Karşı Kadın Çalıştayı, Ali İsmail Korkmaz Futbol Turnuvası bu etkinliklerden yalnızca bazıları.
Hayat Tiyatro Gazetesi’ni yayınlayan Yenikapı, yeni kitaplar derlemeyi de sürdürüyor. Bu kitapların ilki Su Hayattır Satılamaz. "Sanatta İşlenebilecek Suç Yoktur" kitabı, Yenikapı Tiyatrosu emekçilerinden oyuncu Nazlı Masatçı’nın katıldığı bir vicdani red eyleminde oynadığı oyundan yargılanması dolayısıyla hazırladı. ‘Halkı askerlikten soğutmak' suçlamasıyla yargılanan oyuncu Nazlı Masatçı’nın karar duruşmasına çıktığı 11 Aralık 2012’de okurlarla buluşan ve birçok yazar, aydın, müzisyen, tiyatrocu ve her çevreden gelen yazılardan derlenen bu kitap, sanatın direnen yüzünü ve sanatın yargılanmaması gerekliliğini anlatıyor.
İzmir Yenikapı Tiyatrosu’nun derlediği kitapların üçüncüsü olan “Faşizme Karşı Özgür Sanat” kitabında da çok sayıda sanatçı, akademisyen ve yazarın “Faşizme Karşı Özgür Sanat” temalı yazıları yer aldı. Önceki aylarda Faşizme Karşı Özgür Sanat gecesinde olduğu gibi çok sayıda sanatçı ve sanatsever, 30 Kasım 2013’te de Yenikapı Tiyatrosu’nun öncülüğünde Barış İçin Sanat demek için buluştu. Yenikapı Tiyatrosu’nun genç sanat emekçileri “Sanat hayattır, hayat sokakta” diyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder